TİRELİYİZ
YEŞİL TİRE  
  ANA SAYFA
  RESMİN CEVABI
  TİRE'Lİ HEMŞERİLERİMİZ :
  TİRE FOTOĞRAFLARI
  TİRE VİDEOLARI:
  TİRE TANITIMI
  TİRE TARİHİ
  TİRE NECİP PAŞA KÜTÜPHANESİ
  GÖKÇEN BELDESİ
  GÖKÇEN EFE KİMDİR ?
  TİRE KÖYLERİ
  TİRE PAZARI
  TİRE TÜRKÜ SÖZLERİ
  TİRE ULAŞIM
  PRATİK BİLGİLER
  DOST SİTE LİNKLERİ
  İLETİŞİM
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
GÖKÇEN EFE KİMDİR ?

                                                     GÖKÇEN EFE

 

 

      Efelik Batı Anadolu’da yiğitliğin, kahramanlığın hepsinden önemlisi de bir başka kaldırıdır. Bölge insanının haksızlığa, adaletsizliğe dur denilmesinin değişik bir söylemidir. Zaman zaman sınırlarını zorlasa da Gökçen Efe, aşılan sınırların yeniden meşru zemine çekilişinin simgesel sembollerinden biridir. Vatanın bağrına saplanan kara hançeri, söküp almayı en değerli varlığı canını ortaya koyarak göze alan yiğitliğin, vatan aşkının adıdır Gökçen Efe… O, Türk tarihinde tanınmış namlı efelerinden Çakırcalı Mehmet Efe’nin akrabası ve aynı zamanda da birlikte büyüdüğü bir şahsiyettir.

 

      1891 yılında dünyaya gelmiş. Sekiz yaşında annesini kaybetmiş, fakirliğin, annesizliğin acıları ile yoğrulmuştur. Küçük yaşlarda hayatın ilerideki zorlu görevlere yoğurduğu Gökçen Efe, fakirlikten dolayı çevredeki koyunları güderken ne yazık ki okuldan uzakta, hayatın bir başka bir yüzüyle karşılaşmış. Vakur duruşu, mütevazi kişiliği ile tüm köylülerin kazanan küçük yetimin asıl adı Hüseyin idi. Köylüler sarı-yeşil gözlerinden dolayı ona ‘’Gökçen’’ diye çağırırlardı. Küçük yaşlarda köylülerin çağırdıkları ‘’Gökçen’’ benzetmesi onun Türk kahramanlık tarihinde bir apoleti olacaktı. Nitekim onu kimse onu Hüseyin Efe olarak bilmez. O Gökçen Hüseyin Efe’dir. Küçük yaşlarda haksızlığa tahammülü olmayan Gökçen, 12 yaşında para karşılığı çobanlık yaptığı yıllarda bir gün devrin güçlü ve korkulu efesi Çakırcalı gelir. Sürünün sahibi olan Hacı Mustafa’dan ‘’Şu Gökçen’in güttüğü sürünün kuzularından birini tut, gel yiyelim’’ dediğinde Gökçen, elindeki değneği Çakırca’lıya sallayıp 12 yaşındaki çocuktan beklenmeyen cevabı alacaktır:

    ‘’ Erkeksen sen gel tut.’’ Bu cevap dağların hakimi, tek sözü padişah fermanından daha keskin Çakırcalı’yı şok etmeye yetecekti.

    ‘’Bekle amca kızımın oğlu. Biraz serpil seni yanıma kızan olarak alacağım.’’ Sözü Çakırvalı’nın ağzından işte bu cevap sonrası çıkmıştı. Aradan geçen 8 yıl. Gökçen 20 yaşına geldiğinde (1911) bir gün aniden Çakırcalı Mehmet Efe karşısına dikilir:

    ‘’Hadi seni almaya geldim.’’ Dediğinde Gökçen, hiçbir şey düşünmeden, nereye, neden gideceğini bile sorgulamadan Çakırca’lının peşinden dağa çıkar. Halbuki dağa o dönem haksızlığa uğrayan, cinayet işleyen yada bölgedeki hakim gücün baskısından, adaletsizliğinden tepki olarak dağa çıkarılırdı. Gökçen Efe’nin dağa çıkışında bu sebeplerden hiçbirini göremezsiniz. Üstelik evlidir ve çocuğu da vardır. Dağa çıkışından 14 gün sonra Çakırcalı Mehmet Efe’nin vurulması, ardından 3 yıl dağlarda lider efe olarak gezmesinin ardından adeta bir sır gizlidir.

 

     Tarih sosyolojisi açısından incelendiğinde klasik efe, zeybek anlayışından uzak bir üç yıl görürüz. Dağda geçen bu üç çileli yılda Gökçen, dağa fidye için kimseyi kaldırmaz. Devletin kolluk kuvvetlerine kurşun sıkmaz. Devlet malına el uzatmaz. Can, mal ve ırz güvenliğini sağlar. Dolaştığı bölgelerde zorbalara, zalimlere nefes aldırmaz. Adeta, milli mücadeleye bir hazırlık, staj dönemini bu üç yılda tamamlar.

 

     Kader, Gökçen Efe’yi Kuvayi Milliyenin vatan müdafaasını bu yıllarda hazırlamıştır. 1914 yılında İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin İzmir sekreterliği görevini üstlenmiş Celal Bayar’ın tavassutu, İzmir valisi Rahmi Bey ve Tire Jandarma komutanı Yüzbaşı Sarı Edib’in (sarı Efe) rızasıyla dağdan iner ve Fata (Gökçen’e) yerleşir. Yunan işgali öncesi başlayan süreçte Celal Bayar’ın bölgede milli mücadeleyi organize edişinde, başına ölü veya diri yakalanması için ödül konulan Celal Bayar’ı Fata’da (Gökçen’de) saklar ve onun güvenliğini sağlarken görürüz Gökçen Efe’yi. Daha sonra eline silahı alıp oluşturduğu grubuyla Yunan kuvvetlerine bölgeyi dar edişini görürüz. Yunan kuvvetlerine bölgede verdiği ağır zayiatlar düzenli orduların kurulmasına zaman tanıdığı gibi daha fazla zulüm yapmalarına ve ilerlemelerine de engel olur. Vatanı için her şeyi göze alabilen Anadolu delikanlısı 28 yaşında hayatının baharında 16 Kasım 1919 günü Kaymakçı Göcen dağında 5 bin kişilik Yunan ordusu ile çarpışırken şehid düşer. Ankara hükümeti daha sonra, en son ailesi ve çocuklarıyla hayatını geçirdiği ve kurtuluşu için kanını akıttığı Fata bucağını onun anısına Gökçen ismini veriri. Milli mücadelenin bölgedeki önemli isimlerinden olan Gökçen Efe, Halide Edip Adıvar’ın ‘’Efenin Yemini’’ isimli kitabını da ilham kaynağı olmuştur. Bugün bölgede Gökçen Efe türküsü hala kahramanlığın, cesaretin simgesi olarak kuşaklar boyu söylenirken, Gökçen Belediyesi tarafından yaptırılan Anıt Heykel’de yoldan geçenlere toprakların gerçek sahiplerini yüksek sesle haykırmaya devam etmektedir.

 

                                       A. LeventERTEKİN


                                               

ŞEHR-İ MUAZZAM TİRE  
 
 
403895 ziyaretçi buradaydı!
www.bilkibil.tr.gg

*** *** *** Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol